be in

English-Turkish Translation

  1. Verb seçilmiş olmak
  2. Verb iktidarda olmak
  3. Verb (tren) henüz gelmiş olmak
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(one's life) to be in danger
hayatı için endişe etmek Verb
be in a tough spot with one's boss
patronuyla arası gergin olmak Verb
be in advance of one's time
çağında önde olmak Verb
be in arrears with one's correspondence
cevap bekleyen birikmiş mektupları olmak Verb
be in arrears with one's rent
kiralarını ödemede gecikmek Verb
be in business on one's own account
kendi hesabına bir işe girişmiş olmak Verb
be in business on one's own account
kendi hesabına iş yapmak Verb
be in conference with one's colleagues
meslektaşlarıyla toplantı halinde olmak Verb
be in danger of one's life
hayatı için endişe etmek Verb
be in default with one's obligations
yükümlülüklerini yerine getirmemek Verb
be in for one's schools
(Br) bitirme sınavına girmek Verb
be in full possession of one's senses
kendine tamamıyla hâkim olmak Verb
be in jeopardy of one's life
(sanık) hüküm giyme (idam) tehlikesiyle karşı karşıya bulunmak Verb
be in jeopardy of one's life
yaşamı tehlikede olmak Verb
be in one's dotage
bunamış olmak Verb
be in one's element
hal ve durumundan memnun olmak Verb
be in one's nonage
reşit olmamak Verb
be in one's nonage
küçük olmak Verb
be in one's senses
aklı başında olmak Verb
be in possession of all one's faculties
aklı başında olmak Verb
be in someone's black book
(bir kimsenin) gözünden düşmek, güvenini/itimadını kaybetmek.
If you continue in this fashion, you
will be in my black book: Böyle devam edersen gözümden düşersin.
be in the enjoyment of all one's senses
aklı başında olmak Verb
be in the enjoyment of all one's senses
melekelerine hâkim olmak Verb
be in the flower of one's age
baharında olmak Verb
be in the heyday of one's glory
şöhretinin doruğunda olmak Verb
be in tune with one's surroundings
çevresiyle uyum içinde olmak Verb
be intent in one's business
sadece kendi işi ile uğraşmak Verb
not to be in lob with one's character
birinin karakteriyle bağdaşmamak Verb
not to be in one's right mind
akılı başında olmamak Verb
to be in arrears with one's rent
kiralarını ödemede gecikme
be in a coma
komada olmak Verb, Medicine
be in a mess
altüst olmak Verb
be in a war
savaşta olmak Verb
be in arrears
zamanında borç ödenmeyip bakaya kalmak Verb
be in authority
yetkili olmak Verb
be in bad repair
bakımsız durumda olmak Verb
be in benefit
işsizlik tazminatı almak Verb
be in bond
gümrük antreposunda mühürlü halde bulunmak Verb
be in business
ticarete atılmış olmak Verb
be in c
(baskı) dizilmekte olmak Verb
be in cahoots
aynı dam altında olmak Verb
be in cahoots with ...
... ile içli dışlı olmak Verb
be in cbd- blind
paragöz olmak Verb
be in correspondence
yazışmak Verb
be in debt
borç içinde olmak Verb
be in deep meditation
içine çekilmek Verb
be in deep waters
müşkül durumda olmak Verb
be in demand
aranılmak Verb
be in demand
istenilmek istenmek Verb
be in demand
revaç bulmak Verb
be in dire want
büyük yoksulluk içinde olmak Verb
be in estimation
itibarı yerinde olmak Verb
be in financial difficulties
para sıkıntısında olmak Verb
be in financial straits
mali durumu bozuk olmak Verb
be in full retreat
tam çekilme halinde olmak Verb
be in great distress
büyük tehlikede olmak Verb
be in hand
işte olmak Verb
be in hiding
gizlenmekte olmak Verb
be in league with ...
... ile al takke ver külah olmak Verb
be in little demand
pek rağbet görmemek Verb
be in low water
içkisiz oturmak Verb
be in moral danger
manevi tehlikede bulunmak Verb
be in mortgage
ipotek altında olmak Verb
be in needy circumstances
muhtaç durumunda olmak Verb
be in opposition
muhalefette olmak Verb
be in order
düzenli olmak Verb
be in pain
bir yeri ağrımak Verb
be in pawn
rehinde olmak Verb
be in pecuniary embarrassment
para sıkıntısı içinde olmak Verb
be in pledge
rehinde olmak Verb
be in poor health
sağlığı bozuk olmak Verb
be in prison
hapiste olmak Verb
be in regular work
muntazam işi olmak Verb
be in safe keeping
iyi korunmakta olmak Verb
be in straitened circumstances
çok muhtaç durumda olmak Verb
be in substantial agreement
önemli noktalarda anlaşmak Verb
be in sunny mood
(borsa) canlı olmak Verb
be in the commission
kurulda olmak Verb
be in the mood
keyfi yerinde olmak Verb
be in the movement
zamana uymak Verb
be in the spotlight
dikkatler üzerine çevrilmiş olmak Verb
be in the wind
sarhoş olmak Verb
be in tow minds
kararsız olmak Verb
be involved in debt
borçu olmak Verb
be at a dead end in one's job
iş inde çıkmaza girmek Verb
be at a dead end in one's job
işinde çıkmaza girmek Verb
be back in one's rent
kirası birikmiş olmak Verb
be behind in arrears with one's payments
ödemelerinde gecikmek Verb
be born with a silver spoon in one's mouth
paşa çocuğu olmak Verb
be born with a silver spoon in one's mouth
zengin bir ailenin çocuğu olmak Verb
be born with a silver spoon in one's mouth
doğuştan şanslı olmak Verb
be cased in something
birşeyle kaplanmak Verb
be cased in something
birşeyin içine konmak Verb
be cast in damage
hasar tazminatı ödemeye mahkûm olmak Verb
be comfortably established in one's new house
yeni evinde rahatça yerleşmiş olmak Verb
be completely absorbed in one's work
kendini tamamıyla işine vermek Verb
be completely absorbed in one's work
kendini tamamiyle işine vermek Verb
be condemned in costs
masrafları üstlenmek zorunda kalmak Verb
be deceived in ...
...'in kişiyi hayal kırıklığına uğratması
be deep in depression
(piyasanın) kriz içinde olmak Verb
be deep in one's book
kitaba dalmış olmak Verb
be derelict in one's duty
görevini ihmal etmek Verb
be detained in port
limanda uzun süre beklemek Verb
be diligent in one's business
işinde gayretli ve çalışkan olmak Verb
be dying in agony
can çekişmek Verb
be easy in one's mind
zihni müsterih olmak Verb
be efficient in one's work
işinde ehil olmak Verb
be effusive in one's thanks
çok teşekkür etmek Verb
be engaged in ...
... ile iştigal etmek Verb
be engraved in (one's mind or memory
nakşolmak Verb
be engrossed in one's work
kendini tamamıyla işine vermiş olmak Verb
be exact (punctual , prompt) in one's payments
ödemelerinde dakik olmak Verb
be exact in one's duties
görevlerini tam olarak yerine getirmek Verb
be exact in one's payments
ödemelerini zamanında yapmak Verb
be extensive in one's charity
sadaka vermede cömert olmak Verb
be failing in one's duties
görevlerini yerine getirmez olmak Verb
be faithful in the discharge of one's duties
görevlerini yerine getirmede sözünün eri olmak Verb
be featured in something
birşeye dâhil olmak Verb
be firmly in office
mevkiinde sağlam oturmak Verb
be fresh in one's mind
hafızasında hâlâ taze olmak Verb
be grounded in something
birşeye dayalı olmak Verb
be headquartered in ...
merkezi ...'da bulunmak Verb, Management
be hit in one's pride
gururuna dokunmak Verb
be immersed in one's work
işine kendini vermiş olmak Verb
be impulsive in one's action
düşünmeden içinden geldiği gibi davranmak Verb
be justified in ...ing
...mekte haklı olmak Verb
be kept in
(öğrenci) izinsiz bırakılmak Verb
be killed in accident
bir kazada ölmek Verb
be last in
(işe) son alınmak Verb
be lax in carrying out one's duties
görevlerini ihmal etmek Verb
be lax in one's conduct
ihmalci davranmak Verb
be left in abeyance
muallakta kalmak Verb
be liable in law for the result of one's own negligence
ihmalin sonuçlarından kanun karşısında sorumlu olmak Verb
be liable in law for the results of one's own negligence
ihmalinin sonuçlarından kanun karşısında sorumlu olmak Verb
be lost in applause
alkışlara boğulmak Verb
be loud in one's administration
hayranlığını saklamamak Verb
be loud in one's complaints
şikâyetlerini saklamamak Verb
be loud in one's praise of sb
birini göklere çıkarmak Verb
be lying in pledge
rehinde olmak Verb
be master in one's own house
kendi evinin efendisi olmak Verb
be merry in one's cups
kafayı bulmuş olmak Verb
be mire d in
bir yere saplanıp kalmak Verb
be moderate in one's demands
birinin taleplerinde ılımlı olmak Verb
be modest in one's requirements
isteklerinde alçakgönüllü olmak Verb
be modest in one's requirements
fazla şey istememek Verb
be more explicit in one's statements
beyanlarında daha açık olmak Verb
be more explicit in one's statements
ifadelerinde daha açık olmak Verb
be negligent in one's supervision
gözetme görevinde titiz davranmamak Verb
be negligent in one's work
işini ihmal etmek Verb
be out in one's account
hesabında yanılmak Verb
be out in one's calculation
hesabında yanılmak Verb
be out in one's calculation
hesabında yanılmış olmak Verb
be out in one's reckoning
hesabında yanılmak Verb
be out in one's reckoning
hesabında yanılmış olmak Verb
be out of date in one's opinions
çok eski kafalı olmak Verb
be peculiar in one's dress
giysisi içinde tuhaf durmak Verb
be perfectly straight in all one's dealings
bütün alışverişlerinde tam dürüst olmak Verb
be profuse in one's apologies
çok özür dilemek Verb
be profuse in one's praise
çok övmek Verb
be punctual in one's payment
ödemelerini vaktinde yapmak Verb
be punctual in the payment of one's rent
kirasını vaktinde ödemek Verb
be regular in one's attendance at one's office
işe muntazam gelmek Verb
be rehabilitate d in one's former esteem
eski itibarını kazanmak Verb
be remanded in custody
tutuklu olarak yargılanmak Noun
be remiss in the performance of one's official duties
resmi görevlerini ihmal etmek Verb
be right in one's conjecture
tahmininde haklı olmak Verb
be rolling in cash
para içinde yüzmek Verb
be set in ...
...'de geçmek Verb, Art
be set in c
(baskı) dizilmek Verb
be short in one's payments
ödemelerini geç yapmak Verb
be short in one's reserves
(US) rezervlerinde açık olmak Verb
be skilled in one's profession
mesleğinde ehil olmak Verb
be skilled in one's profession
mesleğinde becerikli olmak Verb
be slack in one's duties
görevinıağır yapmak Verb
be still fresh in one's memory
belleğinde hâlâ canlı tutmak Verb
be stuck in
saplanmak Verb
be successful in
muvaffak olmak Verb
be thorough in one's work
işini mükemmel yapmak Verb
be thorough in one's work
işinımükemmel yapmak Verb
be thorough in one's work
işini tam yapmak Verb
be uneasy in one's mind
huzursuz olmak Verb
be unsparing in one's efforts
canla başla çalışmak Verb
be up to one's neck in sth
bir şeyden gına gelmek Verb
be up to the neck in (one's) work
boğazına kadar işe batmış olmak Verb
be upright in one's business dealings
işlerinde dürüst olmak Verb
be well in
refaha kavuşmak Verb
be well in
zenginleşmek Verb
be well up in one's subject
konusunu iyi bilmek Verb
be well up in one's subject
konu sunu iyi bilmek Verb
be worth one's weight in gold
altınla tartılacak kadar değerli olmak Verb
be wrapped up in one's work
işi başından aşkın olmak Verb
be wrapped up in one's work
işten göz açamamak Verb
have/be one's heart in the right place
iyi yürekli/cömert/merhametli/âlicenap olmak, iyi niyetli olmak.
His heart is in the right place:
(Herşeye rağmen) iyi niyetlidir.
to be bound up in one's work
kendini tamamıyla işine vermiş
to be caught with one's hand in till
para çalarken/suç üstü yakalanmak.
to be curtailed in one's rights
haklarının kısıtlanması
to be derelict in one's duty
görevinıihmal etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database